1Mayıs’da
yolların kapanma olasılığını hesaplayarak biraz erken bir vakitte Levent’te
idim.6:30 da Hürmüz geldi.Hülya gelememiş,son anda gelebileceği söylenen Ergün
arabada yoktu.Dilek ve Serhat’ın da gelmesi ile Riva’ya doğru yola
düştük.Capitol önünde İhsan ve oğlu Güney ile buluşacaktık.Daha sonra daha
pratik bir yol önerdi Hürmüz;Riva’da köprü üstünde buluşmak.Yola devam
ettik.Acarkent ve Beykoz Konaklarını geçip Riva’ya yöneldiğimiz güzergah
üzerinde yoğun bir sis vardı.Görüş mesafesi neredeyse 5-6 metre gibiydi.Çeşitli
senaryolar eşliğinde ki bunların içinde sisin içinden şoförsüz bir tır’ın
üstümüze doğru gelmesi beklentisini içerende vardı Riva’ya ulaştık.
Kahvaltı
yapmak ve İhsan’ı beklemek için pastane’ye girdik.İlk tanıdık sima Selim
Şevkioğlu oradaydı.Bize görebileceğimiz türlerden bahsetti ve masamıza konuk
oldu.Bir süre sonra Hakan Bey ve Olcay Bey geldiler onlarla da fikir
alışverişinde bulunduk görebileceklerimiz ve bizi bekleyenler konusunda.İhsan
ve taze kuşçu Güney’in gelmesi ile gözlemimize başladık.
İlk
durağımız sazlıkların olduğu dere kıyısıydı.Bülbül seslerinin yoğunluğu ve
sabahın dinginliği ile bizi Saz Delicesi ve bütün narinliği ve güzelliği ile
taze yeşil ağaçta eşsiz bir görüntü sergileyen Küçük Ak Balıkçıl
karşıladı.Bülbül önümüzdeki ağaçtaydı bütün çaba ve sabrımıza rağmen kendisini
göremedik.Ses bir yakınlaşıyor bir uzaklaşıyordu.O kazandı biz sadece güzel
sesi ile yetinmeye razı olduk.Yoldan yürüyerek ileriye doğru yol aldık bülbül
seslerinin eşliğinde.Yeşil Düdükçün,Saz Tavuğu,Kamış Bülbülü kayıtlarımızın
devamını oluşturdu.Yabani menekşe çeşitleri,alacalı acı baklalar,pembe,beyaz
trifoliumlar zemini kaplamışlardı.Doğa hem renk çeşitliliği,hem de parfüm
salımı ile gözlerimize,burnumuza sabah serinliğinde bülbül seslerinin eşliğinde
nefis tatlar sunuyordu.Yol kenarındaki taşın üstünde ve duvarın üstünde onları
bol, bol izlememize izin veren Boz Kuyrukkakan ve Kuyrukkakan kayıtlarımıza
eklendiler.
Ergün
ve Nevzat Bey bize burada dahil oldular.Yolda ve daha sonra da arazide sık ,sık
Trakuş fotoğrafçıları ile karşılaştık.Her zamanki espri yapıldı;Kuş dan çok Kuş
Fotoğrafçısı vardı etrafta.
Riva
çayırlarına doğru yöneldik.Elektrik tellerinin üstü Kırlangıçlarla
doluydu.Yolda Tarla Çintesi ile dala konmuş Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşu
arabalardan inip gözleme orada başlamamıza sebep oldu.Daha sonra gün boyunca
birçok yerde Kızıl Sırtlı Örümcek Kuşu’na rastlayacaktık.Her yerde Ötleğenler
beyaz çiçeklerini açmış Laden lerin arasına girip çıkıyorlardı.Yuva
hazırlıkları vardı büyük ihtimal,onlarla birlikte Kırlangıçlarda tepemizden hiç
eksik olmadı.
Arabaları
bıraktık ve çayırlık alanın içine doğru ilerledik.Yerlerde beslenen Orman
Toygarı,Bozkır Toygarı uzun süre onları izlememize izin verdiler.Etraftaki
dalların,çalıların üzerinde Maskeli Ötleğen,Akgerdanlı Ötleğen,Kiraz Kuşu,Çayır
Taşkuşu, Kır İncirkuşu kayıtlarımızın devamını oluşturdu.Daha sonra bol miktarda
göreceğimiz Aladoğanların ilkleri ile burada karşılaştık.Araziye çıkan Kuş
Gözlemcisinin istek ve dilekleri bitmez,biz bu kuşu ah birde tele konmuş
görseydik,doya doya izleseydik.Eh 200-250 metre sonra buda gerçekleşti.Elektrik
tellerinde birkaçı konmuştu.Hem fotoğraf çektik hem bol, bol izledik.Bu kuşun
sonraki sürprizi bizi daha mutlu etti.Hürmüz tellerin altındaki çıplak alanın
ki minik bir tepe oluşturmuş bir alandı bu Arı Kuşlarının yuvası olduğunu
söyledi.Şimdi görünen yuvaların bozulmuş olduğuydu.
Arazinin
içine doğru daldık.Hep etrafa yada gökyüzüne bakmıyorduk tabi ki,yerdekilerde
bizi çok ilgilendiriyordu.Daha önce yeşilinden başkasını görmediğimiz şaşırtıcı
güzelliği ile Peygamber Devesi elden ele dolaşarak bizlerle mecburi bir tanışma
faslı yaşadı.
Arabaların
olduğu yere doğru alanın içinde geniş bir yuvarlak çizerek ilerledik.Akgerdanlı
Ötleğenler yine çalıların üstündeydi.Biraz ilerisinde Karabaşlı Çinteler kısa
aralıklarla çalıların tepesinde dizilmiş ötüşüyorlardı.Güzelliklerine hayran
kalarak bol,bol gözlemledik.Siyah ve sarı renklerin bu kuşların üzerindeki
gözlere şenlik olan estetik görüntüsü uzun süre bundan bahsederek onları
izlememize sebep oldu.
Yukarıdaki
düzlük alana çıktığımızda Aladoğan sürprizi ile karşılaştık.13 Aladoğan önümüzdeki
alana sortiler yapıp topladıkları avlarını havada ağızlarına götürüp yemekle
meşguldüler.Biz umurlarında bile değildik.Dişi ve erkek Aladoğan farkını bu
beslenme şölenini izleyerek özümsedik.Ergün’ün deyimiyle ;evet Aladoğan
izlemeye doymuştuk.Her tarafta kırlangıçlar uçuyordu.Bizler bu şöleni terk edip
sazlıklara inmek için arabalara yöneldik.Orada Riva gözlemimizi
sonlandırıp,devam eden göçü izlemek için Sarıyer keskin viraj’a gidecektik.
Kuşların
dışında bu alan otsu ,bodur bitkilerle,yumrulu ve soğanlı bitkilerle
doluydu.Yabani menekşe ,geranium çeşitleri,mis gibi kokan asa otları ile
,genista iydialarla,ranunculuslarla,fiğ çeşitleri ile doluydu ve Ladenler her
taraftaydı.Dip kısımdan yukarıya doğru çıkarken yer yer sümbüllerde gördük.
Yol
üstünde dereye yakın yerde sürünücü trifoliumlar büyük bir alanı kaplayarak
pembe bir zemin oluşturmuşlardı.Güneşinde etkisi ile etrafa nefis bir koku
yayılmıştı onlardan gelen.
Sazlık
kenarında Yeşil Düdükçünlerle tekrar karşılaştık.Aralarında birde Dövüşgen Kuş vardı.Saz
Kamışçını ve Kamış Bülbülü seslerini dinledikten sonra Riva’yı yakın zamanda
tekrar gelme arzusu içinde bütün bu güzellikleri ile bırakıp Sarıyer’e doğru
yola koyulduk.
Cemil
Bey her zamanki yerinde su deposunun üstündeydi.Bir kısmımız aşağıda bir
kısmımız yukarıda Cemil Bey’e eşlik ettik.Serhat Bey ve Hami Bey geldiler.Yoğun
bir göç olmasa da Bozkır Kartalı,Küçük Orman Kartalı,Büyük Orman Kartalı,Arı
Şahini,Kara Çaylak,Yılan Kartalı,Şahin,Aladoğan,,Kerkenez izlediklerimiz
arasındaydı.Sabah geçmiş olan Pelikanların güzelliğini Cemil Bey’in anlatımıyla
yaşadık.
Bir
kısmımız Hami Bey ve Serhat Bey’e eşlik ederek Cılıbıt görme isteği ile
Garipçe’ye gittik.Görmeyi başaramadık ama köyün içinden geçerek yola çıkmaya
çalışırken Kuyrukkakan ve telde tünemiş iki Üveyik günün son gözlemleri
oldu.Köy çıkışında çevrelenmiş bir arazinin kapı girişinin üstündeki betondan
yapılmış boğaz köprüsü görüntüsü,köprü yapma isteğinin pek de yeni çıkmış bir
karar olmadığının göstergesi gibiydi.Her yerde bir satılık tabelası vardı
nerdeyse.
Göç
noktası, manzarasının güzelliği sebebi ile bir çok ziyaretçi barındırıyor gün
içinde.Hafta sonu olmasından dolayı ziyaretçi sayısı diğer günlere nazaran daha
çok oluyor.Genelde gelenlerin eğilimi arkadaki manzarayı fon olarak kullanıp
fotoğraf çektirmek.İlginç olan son zamanlarda ziyaretçilerinin;nefis bir
manzarası var köprü çok güzel yere yapılıyor demesi.
Bütün
günün güzelliğini bu cümlelerin ve gerisindeki düşüncelerin bozmasına izin
vermedik.Güzel ve verimli bir gün geçirmiştik.Bol ötücü azımsanmayacak kadar da
yırtıcı bir o kadar da çiçek,böcek görmüştük.
Tüm
bu güzellikleri anı defterimize,hafızalarımıza yazıyoruz ilerde göremeyecek
olanlara
anlatmak için
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder