Ergün Bacak arkadaşımızın rehberliği ile İKGT'nin aylık gözlem gezilerinden biri olan Büyükçekmece kuş gözlem gezisine 11/01/2009 da gurubun yavaş yavaş Mimar Sinan Köprüsü üstüne gelmesi ile sabah 8,30 da başladık. Köprü üstünde yer yer durarak köprü sonuna kadar ilk gözlemlerimizi yaptık. Başlangıç olarak hoş bir çeşitlilik bizi bekliyordu bu ilk gözlem noktası bize bunu hissettirdi. Fikret beyin çay hazırlatma teklifi ilk molamızın habercisi oldu. Çaylarımızı Mukadder'in getirdiği ve kuzenin yapmış olduğu nefis kakaolu ve tarçınlı kek eşliğinde içerken hep suda ve havada gördüğümüz ayağı kırık ve Fikret bey'in ısrarlı çabaları ve arkadaşımız Ahmet Kütükçü'nün yardımları ile iyileşme çabası içinde olan bir sakarmekeyi sevme şerefine erişmiş olduk. Kafa tüylerinin yumuşaklığı birçoğumuzu cezbetti ve şaşırttı. Gerçi Ergün onun pilavla beraber daha güzel olacağını iddia etti.
Köprü
üstünde biraz daha gözlem yaptıktan sonra DSİ Sedde üstüne doğru yola koyulduk.
Kapakları n üstünden ve sedde üstünden emektar teleskopla ve dürbünlerimizle ve
deneyimli arkadaşlarımızla yaptığımız gözlem çok keyifliydi ve köprü üstündeki
düşüncelerimizi destekler kayıtlar atmamıza sebep oldu. Çok kuş vardı çok.
İnanılmaz bir hareketlilik söz konusuydu. Artı k herkesin günlerdir konuştuğu
yeni kuşu görmemiz gerektiği düşüncesi ile o yöne ;taş ocaklarına doğru yola
çıktık. Bir gün önce giden arkadaşların görememiş olduğunu bilmek biraz acaba
bizde göremezmiyizi düşündürtse de Ergün'ün Ömer bey'in getirmiş olduğu ses
kaydını devreye sokması ile bu düşünce kayboldu. Evrimin iddiası durumun etik
olmaması üzerineydi,sanırım haklıydıda. Gerç i kuş orada olmasa işe yaramazdı
ama sanırım görmemizi hızlandırdı. Bulunduğu nun söylendiği kayalıkların
sonunda kendisi ile karşılaştık ve Göknar Kargası kadar cömert ve nazlanmadan
kendisini bize çeşitli pozlar çekebilecek ve bıkana kadar izleyecek kadar
gösterdi. Duvar tırmaşık kuşu telaşla yiyecek arama ve bulduklarını mideye
indirme telaşındaydı. Bu kadar rahat izlenmesi izleyenlerin bir kısmı açısında
'kolay kuş' tanımlamasını getirse de iyi ki gelmiş diyoruz ona.
Ahmediye
İSKİ arıtma tesislerine giderken yol üstünde de gözlem yaptık ve yoğun bir kuş
gurubu ile de orada karşılaştık. Gözlem noktamıza ulaştığımızda aynı yoğunluğu
orada da gördük. Bahşayiş kuzeyindeki tarlalar da yapılan gözlemde de aynı
hareket ve yoğunluk devam ediyordu,yeşil tarlaya biblo gibi dizilmiş ötücü
kuğular muhteşemdi. Onlara doğru giden bir avcı bizi korkutsa da sorun
yaşanmadı ama etrafta avcılar kol geziyordu. Berrinle beraber yaşadığımız gri
balıkçıl macerası güldürdü hepimizi. Son durağımız olan Silivri limanında
deniz,rüzgar ve güneş zamanın izlerini barındıran izlemesi keyifli bir doğa
eseri yaratmıştı kuşlarında yuvalandığı. Deniz ise bize orada kertik olacak
kuşları izleme olanağı verdi. Silivri limanının devamında ise çekilmiş olan
denizin oluşturduğu kumlu yüzey çok miktarda kara karınlı kum kuşunun martı
çeşitleri ile beraber beslenme alanı olmuşdu. Kum kuşlarını oldukça yakından
keyifle izleyerek ve bol bol fotoğraflayarak gözlemimizi bitirmiş olduk.
Erdem
ve Özge yi memnun etmenin zamanı gelmişti ve tabii hepimizin memnun olma
zamanı. Gözlerimiz bütün gün memnunluk yaşarken midemizi unutmuştuk. Kendimizi
limandaki köfteciye attık. Yemek sonunda Durusu da içtiğimiz çorba ve köftenin
daha iyi olduğu konusunda hemfikirdik. Uygun güzegahlardaki arabalara dağılarak
evlerimizin yolunu tuttuk. İnanılmaz üşüdük ama verimli bol kertikli,keyifli
bir gün geçirdik. Başta Ergün olmak üzere herkese çok teşekkürler.