Hürmüz'ün arabasında buluşup yola çıktığımızda saat
24:30'u gösteriyordu.Enez'e ulaştığımızda ise saat 5:00 olmuştu.Çevrede sadece
köpekler ve girişte bizi karşılamasını umduğumuz ama otel önünde sesi ile
varlığını hissettiğimiz Kukumav vardı.Otelde görevliyi bulamayınca Ergün'ü
aradık ve kamp yerine gitmeye karar verdik.Kamp yerine ulaşmamız vakit
aldı,yeni yapılan yolun zorlu etabı sonunda İhsan'la karşılaştık ve Enez de
kahvaltı yapıp toplanmanın daha iyi olacağı fikri ile dönüş yaptık.Saat 7:30
gibi nerede ise herkes toplanmıştı.Kahvaltı ve tanışma gerçekleştikten sonra
Dalyan'a doğru yola çıktık.Yol üstündeki göletlerde durup gözlem yaptık.Deniz
börülceleri sonbahar tonlarına dönmüştü.Kıyı kuşları besleniyorlardı,ötücü
kuşlarla beraber.
Saz Delicesi
gün boyu listedeki gördüğümüz diğer kuşlarla beraber bizi hiç yalnız
bırakmadı.Sayıca çok fazla kuş yoktu ama çeşit olarak fena sayılmayacak bir
gördüğümüz kuşlar listesi çıktı.Çayır Taşkuşu,Kuyrukkakan,Boz
Kuyrukkakan,Benekli Sinekkapan (ki özellikle çok miktardaydı),Söğüt Bülbülü çok
sık karşımıza çıktılar.Sahile ulaştığımızda karşımızda çarşaf gibi berrak bir
deniz vardı.Sonbahar başında yaza veda etmek isteyenleri sevindirecek derecede
bir ısı ile.Bahriler ve Martılar ve çok sayıda Yunus keyfini sürmekteydi
denizin ve yazdan kalma sıcaklığın.Görenlerin yalancısı olarak ve görememiş olmanın
üzüntüsü ile anladıkki kıyıya çok yakın Akya'nın sudan zıplayışı günün bol
sürprizli olacağının sanırız habercisiydi.
Gala Gölü ve
kamp alanına doğru yol aldık.Sabah bizi zorlayan yolu bir de gün ışığı ile
görmüş olduk.Yol eski kodundan nerede ise en az 40-50 cm. doldurulmuştu.Yol
çalışması vardı.Yeni yapılanlar sadece bunlar değil.Göl'ün kıyılarında çok
sayıda alanda dolgu alan var ve tarla oluşturma çalışmaları devam
etmekte.Ertesi gün Hürmüz'le beraber konuştuğumuz meraklı bir avcı'nın verdiği bilgilerde
pek iç açıcı değil.Gala Gölü'nün ilerisinde Karpuzluk denilen bölgede avcılık
yasak olduğu halde ve üstelik av mevsimi dışında çok miktarda ördek
avlanıyormuş.Söylediğine göre bu katliam,yasağı kontrol etmesi gerekenlerin
gözü önünde oluyormuş.Ancak çuvallara sığacak ölçüde bir avlanma
gerçekleştiriliyormuş.Bütün sulak alanlar ve korunması gereken yerler gibi
buranında sorunları büyük ve daha da büyüyecek gibi görünüyor bundan sonra.
İnekler,keçiler
etrafta arasıra eşlikçileri olan kuyruksallayan çeşitleri ile beraber,az sayıda
gördüğümüz mandalarla beraber suda Balıkçıl çeşitleri ile beraber heryerdeler.
Yol ,daha önce
alana gözleme giden arkadaşlarımızın da belirttiği gibi yer ,yer çok bozulmuştu
ama yağmur yağmadığı ve kuru bir hava olduğu için gidilebilir durumda
şimdilik.Hürmüz moda deyimle''off road'' lara katılabilecek deneyimi buralarda
kazandı.Göl kıyısı ve çevresi kalabalık kuş gurupları ve türleri ile
doluydu.Küçük Karabatak azımsanmayacak bir sayıda listeye dahil oldu.Herzamanki
gibi hepimizi hiç şaşmaz bir biçimde heyecanlandırdı Pelikanlar ve Kuğular.Her
iki gün de Pelikan izlemeye doyduk.Her izleyişimizde de tarih öncesi zamanlarda
yolculuktaydık.Akşam üstüne kadar hep göl etrafında kaldık.Hazar Sumrusu nu
hemen hemen her yerde gördük.Kendini görmediğimiz anlardada sesini duyduk.Bir
ara kamp alanını ziyaret ettik.
Öğle yemeğini
ve akşam üstü atıştırmalarını arazide kuş gözlemleyerek yaptık.Gölün
üstü,kenarları sarı küçük Nilüferlerle ve yer, yer açmış Beyaz
Nilüferlerle,Sazlarla doluydu.Sarı ve yeşil'in tonlarında beyaz Küçük Ak
Balıkçıllar,Büyük Ak Balıkçıllar,Pelikanlar ve Kuğular doğa ananın becerisini
açık hava sergisi ile izlencemize sunmuştu.Ta uzaklardan biz, kuşları görmeye gelmiştik,onların
güzelliği ile beraber yaşadıkları yerlerin güzelliği,mevsimin getirdiği sürpriz
görüntülerle beraber gözlerimizden unutulmayacaklar listesine eklenerek
hafızamıza kaydoldu.Cılıbıtlar,Sakarmekeler,Kumkuşları,Yeşilbacak ve
listemizdeki diğer kuşlar olduğu sürece bu alanlar böyle güzel rengarenk.Onlar
fazlalık canlıları yiyerek,tohumları taşıyarak alanı revize ediyorlar.Alan
olmayıncada onlar yok.Her ikisinin eksikliği bizlerin de zamanla eksilmesi
demek.Tüm bunların düşünceleri ile gezdik gün boyu.Hepimizi arabalardan dışarı
atan sürprizlerden biride hiç umursamadan tepemizde uzun dakikalar her halini
cömertce sergileyerek uçan Ak Kuyruklu Kartal oldu.
Herkes çok
yorulmuştu günü en çok kuşun olduğu kıyıdan gölü gözlemleyerek noktaladık.Ergün
hocamızdı bizlerde öğrencileri.Aynı soruları hiç bıkmadan defalarca soran
herkese anlattı.Yeni katılımcılar hem ilgiliydiler,hem de kısa sürede kuşları
kaçırmadan nasıl gözlem yapılabiliri öğrendiler.Otele ve kamp alanına dağıldık
gecemizi geçirmek üzere.Ertesi güne erken başlayacaktık artık dinlenmek
gerekiyordu.
Ertesi gün
rotamız Enez de Dalyan çevresiydi.Önce kamp alnına gittik bizde kalmış bazı
malzemeleri Soner'e teslim etmemiz gerekiyordu iyiki gitmişiz.Dönerken Aslı yol
kenarındaki kuru ağaca bakın diye bizi uyardı.Arabadaki bir çoğumuzun ilk defa
gördüğü Alaca Ağaçkakan'lar kuru dalların altındaki zararlıları yemekle
meşguldü.Ağaç krem rengi ,onlar ağacın üstünde kontrast tonlarıyla iyi bir
seyirlikti.Enez'e ulaştık ve yol kenarındaki sulak bölgede uzun bir gözlemden
sonra,deniz tarafına doğru yöneldik.Yol boyunca bol ötücü gördük.Yürüyerek bir
süre gözlem yaptıktan sonra tekrar yol kenarındaki sulak bölgeye
geldik.Ergün'ün anlatımları ile orada tam bir kıyı kuşları dersi aldık.İhsan'ın
oğlu Güney,Feridun Bey'in iki sevimli meraklı kızı gelecek için umut veren
katılımcılardı.Merakları,öğrenme hevesleri onlara anlatmaya sıkılmayanlarca hep
doyuruldu.Gelecekde aramıza katılacaklar çekirdekten yetişiyor artık onları
bilinçlendirmek isteyen ailelerinin sayesinde.Yeni katılımcılarımızdan Burçin
Demirkan ve Akdoğan Özkan ve İnci Türkoğlu'na aramıza hoşgeldiniz
diyoruz.Onları toplantılarımıza da bekliyoruz ve tabiki diğer kuş gözlem
gezilerimize de.Kısa bir alan keşfinden sonra herkes dönüş yoluna hazırlanmak üzere
yemek molası vermek için Enez'e doğru ayrıldı.Hürmüz ve benim yol
arkadaşlarımız kazı alanını ziyaret ettiği için biraz daha zamanımız vardı.O
zamanı yol kenarındaki sulak alanda geçirdik.Kıyı kuşlarının hemen dibinde ses
çıkarmadan bekledik en fazla 5dk. sonra geldiler.Çalının arkasındaki bizler bir
süre sonra çok hareket etmediğimiz müddetçe etraftan bir parçaydık.Bu bizim
işimize yaradı keyifle 3 m. den dürbünle onlara baktık.Teleskop keyfinde bir
gözlem oldu.Tüylerinin dizilişini,gözlerini,bacaklarının
narinliğini,renklerinin ayrıntılarını görmek iyi bir Trakuş fotoğrafına bakınca
aldığımız hazza eşdeğerdi.Zaman,zaman duyduğumuz silah sesleri sıkıntı
vericiydi,gözlem sırasında vurulmuş ve bırakılmış dişi bir Yeşilbaş bile
bulduk.Tuğba hocasına götürmek üzere aldı.Aynı silah sesini tekrar duyduğumuzda
bizimde gözlemimiz son buldu.Önümüzdeki kuşlar uçup gitmişti.Yol arkadaşlarımız
olan Hülya ve İnci'yi alarak yola koyulduk.İnci yol boyunca çevredeki
arkeolojik değerlerle ilgili bizi bilgilendirdi,yoldan geçerken görülen
Tekirdağ Tümülüslerini gösterdi.Akşam 18:30 gibi İstanbul'a ulaşmış
olduk.Yorgunluğumuza değecek bir gözlem gezisi olmuştu.Organizasyonu özveri ile
gerçekleştiren Hürmüz'e,sorularımıza bıkmadan,usanmadan cevap veren
Ergün'e,Enez ve Göl etrafında yol rehberliği yapan arazi deneyimlerini ve kuş
bilgisini bizimle paylaşan Ömer Bey'e ve gezimize katılan herkese çok
teşekkürler.
Hepimizin
dileği alanı daha fazla bozulmadan ileriye taşıyacak insanların çoğalması ve
bilinçlenmesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder