Doğruca deniz kenarındaki tesislerde gerçekleşen konferansa doğru yol aldık.Konferans Adana'da deniz kıyısında bir izci kampı alanında gerçekleştirilecekti.Kum zambaklarının yerleri kapladığı, yürüme mesafesi ile yakın göletlerden rahatlıkla kuş gözlemi yapılan bir alan çıktı karşımıza ,keşke bu binalar buralara yapılmasaydı dedirten.Her rüzgar estiğinde kumluk alanın bu mevsimde yer örtüsü olan kum zambaklarından mis gibi kokular temiz deniz havası ile beraber ciğerlerinize doluyor.Gereksiz binalar ise size sırıtıyor.Üstelik bakımsız.

Adana’ya ilk defa giden ben, bereketini ,az da görmüş olsam insanını sevdim.Mevsimden dolayı hava yumuşak,yazın çok sıcak oluyordur o kesin.Ekim ayı ,Adana için iyi bir ay onu öğrendim.
Bizler çok sık gidemediğimiz, bu her açıdan zengin bölgeye gelmiş olmanın heyecanı ile vaktimizin büyük bir kısmını asli görevimiz olan kuş gözleme ayırdık.Fena sayılmayacak bir görülmüşler listemiz oluştu.
Bölge ,tüm kuşlar için barınma ve yemek sunuyor bereketi ile.Tarlalar meyve(nar,portakal,mandalina), yer fıstığı ve pamuk dolu.Her yer ekili olmasada genel görünüm bu.Sulak alanların hemen dibi kumluk, arazi Karaçam,Kızılçam,Pistacia,Akasya,Boylu Ardıç,Okaliptus,Söğüt,Kıbrıs Akasyası'nın oluşturduğu ağaçlar ile çevrelenmiş.Bu örtünün etrafı yoğun Ilgın gurupları barındırıyor.Maki bitkileri tabanlarda ve açıkta.Yer, yer Demir Ağacı boylu ve gelişmiş hali ile etrafta.Kuzey'in özendiği Palmiyeler buradaki iklimde sağlıklı.Bu müthiş birbiri ile uyumlu peyzajın su ile birleştiği noktalarda ise sazlıklar var.Bu da zengin kuş çeşitliliği demek oluyor,hem geçip gidenleri,hem yerlileri barındıran.Kıyıda su kuşlarına bakarken arkanızı dönüp ağaçlık, makilik alanlara dalınca ötücülerle haşır neşir oluyorsunuz.
Yol kenarlarında kanalların etrafındaki bitki örtüsü,kuşlar daha ilk anda bizi mest etti.Tam önümüzden kanala doğru uçan İzmir Yalıçapkını ilk büyük heyecan oldu.Ne güzel kuşmuş.Şaşkınlıkla karışık,hayranlık ağzımızdan sözcüklerle beraber,nidaları da arkasından sürükleyerek arabanın içine dağılıverdi.
Evet konferans alanı çok, çok güzel.Bir gözlemci bir doğa sever için mükemmel.Önde deniz,arkada göletler.Kumul arazi,sulak arazi her şey bir arada.Orada geçirdiğim üç gün ,geceler hariç içimi dolduran hissin düşündürdükleri, bu güzel coğrafyada doğmuş olmanın bile ne kadar şanslı olduğumu kabul etmem gerektiğiydi.Geceler neden hariç?Çünkü yatacak yerlerimiz minik fındık fareleri tarafından istila edilmişti.İlk gece arabada yatarak ya da yatamayarak mı desem uykusuz geçti ki yolculuk yorgunluğunu atmak nasip olmadı bu yüzden.İkinci gece iki kadeh rakının cesareti ile gittiğim yatakda yatmak yine nasip olmadı.Odaya gelen kişi ,geldiği andan itibaren artık beni de uyutmayan fare diyaloglarıyla ikimizide odayı terk etmeye zorladı.İyiki de zorladı ,biz çıkarken fare yatakların altından çıkıp üstünde gezinme turuna başlamıştı , bir yandan sesler de çıkararak.Gelen arkadaşla ağız dalaşı biz odayı terk edene kadar sürdü.Bizde konferans salonuna gittik.Masaların üstü doluydu, fareden kaçan kişilerle.Onlar uyumakla meşgulken biz oturduk.
Gece çok güzeldi.
Deniz, bu sene hasret kaldığım ,girip yüzemediğim deniz mis gibi kokusunu rüzgarlarla yolluyor, hafif dalga sesi müzik oluyordu başıboş gezen ,üç gündür arkadaşımız olan köpeklerle ,bana.
Denizden gelen rüzgar kıyıdaki kum zambaklarını yalayıp deniz kokusunun içine mis gibi bir parfüm ekliyordu.Çok huzur doluydu her şey ve bu bana akıyordu karanlığın içinden doğru.
Yoğun yağmurlu ve soğumaya başlamış bölgeden gelen bizler,üç gün boyunca yumuşak ,ara ,sıra hafif yağışın olduğu o da ilk gün ,güneşli ve açık bir havada gözlemlerimizi gerçekleştirdik.
Teleskop yardımı ile gördüğümüz uzaklardaki Flamingo ve Sakarmeke kolonileri,tepemizden geçen Ak Pelikanlar ve Turnalar .Bizim göremediğimiz ama Soner'in 100 lerce gördüğü Kıyı Çamur Çulluğu ve görmek istediğiniz diğer su kuşları alanın kullanıcıları.Gözlem bu yüzden önemli.Dakika ile bir gün öncesi ve sonrası ile alanın kullanıcıları sürekli değişiyor.Sizin gördüğünüzü bir başkası görmüyor ya da tersi.Bir alan ne kadar sık ziyaret edilir ise tür çeşitliliği ve alanı kullanıp geçip gidenler o kadar iyi tespit edilebiliyor.Kuş gözlemlemek ve kayıt tutmak ve bu kayıtları hiç vakit kaybetmeden Kuşbank 'a girmek,gördüğünüz bir adet bile olsa önemli.

Gözlemlerimizde alanların, güzellikleri ve uyumunun seyrinin yanında kuş gözlem sürprizleri de oldu.Aynı bölgede üç Yalıçapkını türünü peşpeşe görmek bunlardan biriydi.Gözlemimizin uzaması ve yolun uzaması sonucu gece dönüşde duyduğumuz ses ile arabayı durdurup sesin yönünü aydınlatmamızla gördüğümüz Peçeli Baykuş ikincisiydi.ŞİŞT,ŞİŞT bu ses kulaklarımıza kazındı.Diğer garip sesini de köy içinde duymuştuk.Bilmez birinin bu kuşlardan korkması garip değil.Kendini görene kadar ürkütücü,gördüğünüzde hayranlıkla izlediğiniz bir kuş'un sesi oluveriyor bu tüyler ürperten ötüşler.Peçeli Baykuş ertesi gün orman içinde de bir kısmımıza göründü.Görmekde zorlanıp bir kere gördükten sonra ara ,ara gözünüzün yakaladığı Dik Kuyruklu Ötleğen bir diğer sürpriz.En güzellerinden biride orman içinde araba ile giderken gökyüzünde farkettiğimiz Büyük Orman Kartalı oldu.Uzun, uzun izledik kendisini.Kelebek açısından da zengin bir arazi vardı etrafımızda Sultan kelebeği her yerde karşımıza çıktı.Bol,bol fotoğrafladık kelebekleri.
İlk gün bol arazi yapmıştık.İkinci günde azımsanmayacak bir arazi olmuştu ve biz dönüş yolunu da bir arazi ile daha bir zenginleştirelim istedik.Tarifle gittiğimiz yer bir önceki günün
tam karşısına gelen nokta çıktı.Bu biraz keyifsiz bir durum gibi gözükse de,o alana ulaşmak için orman içinden gittiğimiz yol, her şeye değerdi.Nerede ise 2 metre genişliğinde yer yer açık ama çoğunlukla ağaçlar ve çalılardan oluşmuş bir koridordan ilerledik,mis gibi orman kokusunu içimize çekerek.Yolun sonunda kuma saplandık.Kuş gözlemcisi iseniz ve gerekli kişilerin telefonları sizde varsa sorunlarınıza çözüm bulmak kolay.Arıyorsunuz ve oralarda olan kişi ,hali de uygunsa gelip sizinle ilgileniyor yada ilgilenecek birini gönderiyor. Kuma saplanan arabamızı kurtaran Murat Bozdoğan arkadaşımızı fotoğraflamak istediği kuşlar için arazide bıraktık
Orada çok oyalandık ama değdi.Dönüş yolunda, yol kenarlarındaki uygun arazilerden ,göz hakkımız olan fıstıklarla bir ara öğün yaptık.Taze fıstık çok lezzetli, kavrulmuşundan.Tarlalarda boşluk var, pamuk ekilmemiş bir çok yere.Üzücü, yanlış politikaların yansımalarını görmek.Açlığımızı, üç gün boyunca bize adana kebap'ı dürümde getiren kişinin dükkanında giderdik.O da bizi görünce ''Hep dürüm yediniz birde servis yapayım size buyurun'' dedi sevincini koca gövdesinden çıkan kahkahasıyla gösterirken.
Kebaplarımızı yedik,dışarıda arabanın içinde satılan güzelim baklava çeşitlerini ve kireç'e yatırılarak yapılmış kabak tatlısını midemize mutlulukla gönderdik.Büyükşehirlerde artık ,şekerle şurubu yapılmış baklava, tatlı bulmak neredeyse imkansız .Hazır şuruplarla yapılan tatlılar sizi mutsuz ediyor.Görüntü güzel ama tat,o ,yok işte.Boğazınızı yakan yapış ,yapış bir tat.Oysa bu ,ev baklavası hafifliğinde ve lezzetindeydi.Kesmedi bir de paket yaptırdım evde yemek için.
Üstüne çay içmemiz gerekliydi.Lokantanın karşısındaki kahve ,biraz geç getirse de çayı isteğimizi gerçekleştirdi.İlginç olan, bardağın şeker boşluğu dediğimiz kısmı yada dudak payı ,nerede ise 1 cm. di.Babamın lafı geldi aklıma;çocukken çay getirdiğimde bazen, bu kadar olmasa da çayı dökmemek için üst boşluğu biraz fazla bırakırdım,babam bunu görünce’’Ben Arap mıyım ne bu dudak payı ‘derdi.Hep duyduğumu yaşamış oldum.
Biz bu durumu garipserken orada ki yerli müşteri’’Bizim buralarda böyledir ‘’dedi.İstedik biraz daha doldursun ama yok, olmadı.Bizde öyle içtik lezzetli ve koyu çayı.İstanbul'a doğru yola koyulduğumuzda planladığımız saati çok geçmiştik...
Konferansın özünü oluşturan biyoçeşitlilik ne demek onu gezerek de görüyorsunuz ve korunması gerekli alanları gezdikçe hele birde yapılanları gördükçe üzüntünüz artıyor.Farkındalık arttıkça ki bunun artması bölgeleri tanımakla,yaşadığımız çevreyi anlamakla oluşuyor, ihtiyaçları görüyorsunuz.Yapılması gerekenleri fark ediyorsunuz,yapılmaması gerekenleride.
Güven Eken açılış konuşmacılarındandı ve bir masal anlattı.O masala göre yaşadığınız bölgeye sahip çıkmanız gerekiyor.Yok oluş önünde,sonunda sizide içine alıyor.Doğruyu yapmadığınızda olacakların minik bir özeti.
Başarabilsek keşke ,çok ileri yaşlarımızda da bu alanları aynı güzellikleri ile ziyaret edebilsek.
Börtüsüne,böceğine,kuşuna,hayvanına aynı güzellikte,bollukta bakabilsek.
Keşke...